Bağlanma Teorisi
Bağlanma teorisi, psikolojide bireyin başkalarıyla kurduğu ilişkileri anlamamıza yardımcı olan önemli bir kuramdır. Bu kuram, insanların erken çocukluk döneminde temel bakım verenleri ile kurdukları bağın, sonraki yıllarda kuracakları tüm ilişkileri şekillendirdiğini öne sürer.
Bağlanma Nedir?
Bağlanma, bireyin başka bir kişiye yakınlık ve güven duygusu duymasıdır. Bu duygu, genellikle çocukluk döneminde temel bakım verenleri ile kurulan ilişkiden kaynaklanır.
Temel Bakım Verenler Kimlerdir?
Temel bakım verenler, genellikle anne, baba veya diğer yakın aile üyeleridir. Bu kişiler, çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamakla görevlidir.
Bağlanma Stilleri
Bağlanma teorisi, insanların başkalarıyla kurduğu ilişkileri anlamamıza yardımcı olan önemli bir kuramdır. Bu kuram, insanların erken çocukluk döneminde temel bakım verenleri ile kurdukları bağın, sonraki yıllarda kuracakları tüm ilişkileri şekillendirdiğini öne sürer.
Bağlanma teorisine göre, insanlar dört temel bağlanma stiline sahiptir:
Güvenli bağlanma: Güvenli bağlanan bireyler, temel bakım verenleri ile güvenli bir bağ kurarlar. Bu kişiler, temel bakım verenlerin yakınlık ve desteğini gördüklerinde kendilerini güvende ve rahat hissederler.
Kayıtsız bağlanma: Kayıtsız bağlanan bireyler, temel bakım verenleri ile güvensiz bir bağ kurarlar. Bu kişiler, temel bakım verenlerin yakınlık ve desteğini umursamaz veya reddederler.
Korkulu bağlanma: Korkulu bağlanan bireyler, temel bakım verenleri ile güvensiz bir bağ kurarlar. Bu kişiler, temel bakım verenlerin yakınlık ve desteğini hem arzu ederler hem de ondan korkarlar.
Saplantılı bağlanma: Saplantılı bağlanan bireyler, temel bakım verenleri ile güvensiz bir bağ kurarlar. Bu kişiler, temel bakım verenlerin yakınlığını ve desteğini aşırı derecede ihtiyaç duyarlar ve bu yakınlığı kaybetmekten korkarlar.
1. Güvenli Bağlanma
Güvenli bağlanma, bebeklikteki tutarlı ve duyarlı bakımın sonucunda gelişir. Bu bebekler çevreyi keşfetmeye eğilimlidirler çünkü bakıcılarının erişilebilir olduğuna ve ihtiyaçlarına cevap vereceğine güven duymaktadırlar. Ebeveyn bebekten uzaklaştığında oluşan sıkıntı yeniden bir araya geldikten sonra azalır ve keşfe geri dönülür.
Güvenli bağlanan kişiler, kendilerini ve başkalarını sevilmeye değer olarak görürler. Bu kişiler, kendilerini güvende ve rahat hissederler. İlişkilerinde terk edilme veya yakınlık kurma kaygısı taşımazlar. Aşk hayatlarında mutlu ve güvenilirdirler.
Güvenli bağlanma geliştiren yetişkinlerin özellikleri şunlardır:
Sosyal olarak güvenilirdirler ve başkalarına güvenirler.
İlişkilerde yakınlık ve bağlılık arayışındadırlar.
İlişkilerde çatışmaları sağlıklı bir şekilde çözebilirler.
Benlik saygıları yüksektir ve başkaları ile yakınlık kurmaktan rahatsızlık duymazlar.
Güvenli bağlanma, romantik ilişkilerde aşağıdaki olumlu etkileri gösterir:
İlişkilerin daha uzun ömürlü olması
Evliliklerin daha yapıcı ve uyumlu olması
İlişkilerde daha fazla güven ve yakınlık olması
İlişkilerde çatışmaların daha sağlıklı bir şekilde çözülmesi
Erken dönemde sevgi ve güvenle yetişen çocuklar, ilerleyen dönemlerde güvenilmeye ve sevilmeye değerli bir insan olduklarını düşüneceklerdir. Bu çocuklar, yetişkinliklerinde daha sağlıklı ilişkiler kurmaya ve daha mutlu bir yaşam sürmeye daha yatkın olacaklardır.
Güvenli bağlanma stilini geliştiren yetişkinler, aşağıdaki davranışlarda bulunabilirler:
İlişkilerinde açık ve dürüsttürler.
Partnerlerinin duygularını anlamaya ve önemsemeye çalışırlar.
Partnerlerine destek olurlar ve onu cesaretlendirirler.
Partnerleriyle çatışmaları sağlıklı bir şekilde çözmeye çalışırlar
Güvenli bağlanma stilini geliştiren yetişkinler, romantik ilişkilerinde daha mutlu ve tatmin edici bir yaşam sürebilirler.
2. Kayıtsız Bağlanma
Kayıtsız bağlanma, bebeklik döneminde temel bakım verenleri tarafından reddedici veya cezalandırıcı bir şekilde yetiştirilen kişilerde gelişen bir bağlanma stilidir. Bu bağlanma stili geliştiren kişiler, kendilerini sevilmeye layık olarak görürler, ancak başkalarına karşı güven duymazlar. Bu nedenle, yakın ilişkilerden kaçınmaya veya bu ilişkilerde mesafeli olmaya çalışırlar.
Kayıtsız bağlanma stili geliştiren yetişkinlerin özellikleri şunlardır:
Kendine değer veren ve olumlu benlik algısına sahiplerdir.
Diğerlerine karşı güven duymazlar ve yakın ilişkilerden kaçınırlar.
Sosyal olarak çekingen ve içe dönüktürler.
Yakın ilişkilerde mesafeli ve soğuk davranırlar.
Kayıtsız bağlanma, romantik ilişkilerde aşağıdaki olumsuz etkileri gösterir:
İlişkilerin daha kısa ömürlü olması
Evliliklerin daha çatışmalı ve mutsuz olması
İlişkilerde daha az güven ve yakınlık olması
İlişkilerde çatışmaların daha sağlıklı bir şekilde çözülememesi
Kayıtsız bağlanma stili geliştiren yetişkinler, aşağıdaki davranışlarda bulunabilirler:
Partnerlerine karşı mesafeli ve soğuk olabilirler.
Partnerlerine güvenmekte zorlanırlar.
Partnerleriyle olan ilişkilerinde tutarsız ve kararsız olabilirler.
Ek Bilgiler
Kayıtsız bağlanan kişiler, çocukluklarında temel bakım verenleri tarafından reddedici veya cezalandırıcı bir şekilde yetiştirilmişlerdir. Bu kişiler, ebeveynlerinin ihtiyaçlarını karşılayamayacağı veya onları terk edeceğinden korkarlar. Bu korku, yetişkinliklerinde de ilişkilerine yansır.
Kayıtsız bağlanan kişiler, romantik ilişkilerinde mesafeli ve soğuk olabilirler. Partnerlerine güvenmekte zorlanırlar ve partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden korkarlar. Bu durum, ilişkilerde çatışmalara ve sorunlara yol açabilir.
Kayıtsız bağlanan kişiler, romantik ilişkilerinde tutarsız ve kararsız olabilirler. Bir gün partnerlerini sevdiklerini hissederken, diğer gün onları terk etmek istediklerini hissedebilirler. Bu durum, ilişkilerinde daha fazla sorun yaşamalarına neden olabilir.
3. Korkulu Bağlanma
Korkulu bağlanma, bebeklikteki tutarsız ve erişilebilir olmayan bakımın sonucunda gelişir. Bu bebekler, ebeveynlerinden ayrıldıklarında yoğun bir sıkıntı ve kaygı yaşarlar. Ebeveynleri ile bir araya geldiklerinde ise ebeveynlerinin tepkilerini tahmin edemedikleri için hem yakınlık hem de uzaklaşma isteği yaşarlar.
Korkulu bağlanan kişiler, kendilerini ve başkalarını sevilmeye layık olarak görmezler. Bu kişiler, kendilerini güvensiz ve yalnız hissederler. İlişkilerinde terk edilme veya yakınlık kurma kaygısı taşırlar. Aşk hayatlarında mutsuz ve güvensizdirler.
Korkulu bağlanma geliştiren yetişkinlerin özellikleri şunlardır:
Sosyal olarak güvensizdirler ve başkalarına güvenmekte zorlanırlar.
İlişkilerde yakınlık ve bağlılık arayışındadırlar, ancak bu yakınlığı kaybetmekten korkarlar.
İlişkilerde çatışmalardan kaçınırlar veya çatışmaları yoğun bir şekilde yaşarlar.
Benlik saygıları düşüktür ve başkaları ile yakınlık kurmaktan rahatsızlık duyarlar.
Korkulu bağlanma, romantik ilişkilerde aşağıdaki olumsuz etkileri gösterir:
İlişkilerin daha kısa ömürlü olması
Evliliklerin daha çatışmalı ve mutsuz olması
İlişkilerde daha az güven ve yakınlık olması
İlişkilerde çatışmaların daha sağlıklı bir şekilde çözülememesi
Korkulu bağlanma stilini geliştiren yetişkinler, aşağıdaki davranışlarda bulunabilirler:
Partnerlerine karşı aşırı derecede mesafeli ve soğuk olabilirler.
Partnerlerine güvenemezler ve sürekli olarak partnerlerinin onları terk edeceğinden korkarlar.
Partnerleriyle olan ilişkilerinde tutarsız ve kararsız olabilirler.
Ek Bilgiler
Korkulu bağlanan kişiler, çocukluklarında temel bakım verenleri tarafından tutarsız ve erişilebilir olmayan bir şekilde yetiştirilmişlerdir. Bu kişiler, ebeveynlerinin ihtiyaçlarını karşılayamayacağı veya onları terk edeceğinden korkarlar. Bu korku, yetişkinliklerinde de ilişkilerine yansır.
Korkulu bağlanan kişiler, romantik ilişkilerinde aşırı derecede mesafeli ve soğuk olabilirler. Partnerlerine güvenmekte zorlanırlar ve partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden korkarlar. Bu durum, ilişkilerde çatışmalara ve sorunlara yol açabilir.
Korkulu bağlanan kişiler, romantik ilişkilerinde tutarsız ve kararsız olabilirler. Bir gün partnerlerini sevdiklerini hissederken, diğer gün onları terk etmek istediklerini hissedebilirler. Bu durum, ilişkilerinde daha fazla sorun yaşamalarına neden olabilir.
4. Saplantılı Bağlanma
Saplantılı bağlanma, bebeklikteki tutarsız ve erişilebilir olmayan bakımın sonucunda gelişir. Bu bebekler, ebeveynlerinden ayrıldıklarında yoğun bir sıkıntı ve kaygı yaşarlar. Ebeveynleri ile bir araya geldiklerinde ise aşırı derecede yakınlık ve ilgi ararlar.
Saplantılı bağlanan kişiler, kendilerini sevilmeye layık olarak görmezler. Bu kişiler, kendilerini güvensiz ve yalnız hissederler. İlişkilerinde terk edilme veya yakınlık kurma kaygısı taşırlar. Aşk hayatlarında mutsuz ve güvensizdirler.
Saplantılı bağlanma geliştiren yetişkinlerin özellikleri şunlardır:
Sosyal olarak güvensizdirler ve başkalarına güvenmekte zorlanırlar.
İlişkilerde yakınlık ve bağlılık arayışındadırlar, ancak bu yakınlığı kaybetmekten korkarlar.
İlişkilerde çatışmalardan kaçınırlar veya çatışmaları yoğun bir şekilde yaşarlar.
Benlik saygıları düşüktür ve başkaları ile yakınlık kurmaktan rahatsızlık duyarlar.
Saplantılı bağlanma, romantik ilişkilerde aşağıdaki olumsuz etkileri gösterir:
İlişkilerin daha kısa ömürlü olması
Evliliklerin daha çatışmalı ve mutsuz olması
İlişkilerde daha az güven ve yakınlık olması
İlişkilerde çatışmaların daha sağlıklı bir şekilde çözülememesi
Saplantılı bağlanma stilini geliştiren yetişkinler, aşağıdaki davranışlarda bulunabilirler:
Partnerlerine karşı aşırı derecede kıskanç ve sahiplenici olabilirler.
Partnerlerine güvenemezler ve sürekli olarak partnerlerinin onları terk edeceğinden korkarlar.
Partnerlerinin ilgisini çekmek için dramatik veya manipülatif davranışlar sergileyebilirler.
Ek Bilgiler
Saplantılı bağlanan kişiler, çocukluklarında temel bakım verenleri tarafından tutarsız ve erişilebilir olmayan bir şekilde yetiştirilmişlerdir. Bu kişiler, ebeveynlerinin ihtiyaçlarını karşılayamayacağı veya onları terk edeceğinden korkarlar. Bu korku, yetişkinliklerinde de ilişkilerine yansır.
Saplantılı bağlanan kişiler, romantik ilişkilerinde aşırı derecede kıskanç ve sahiplenici olabilirler. Partnerlerinin kendilerini sevmediğini veya başkalarıyla ilgilendiğini düşünebilirler. Bu durum, ilişkilerde çatışmalara ve sorunlara yol açabilir.
Saplantılı bağlanan kişiler, romantik ilişkilerinde partnerlerine güvenmekte zorlanırlar. Partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden korkarlar. Bu korku, ilişkilerinde rahat ve mutlu hissetmelerini engelleyebilir.
Çatışma Yönetimine Etkisi
Bağlanma stilleri ilişkilerdeki çatışma yönetim biçimleri üzerinde de etkilidir. Buna göre güvensiz bağlanma stilindeki bireyler ilişkilerinde daha tepkisel davranmakta ve eşlerinin davranışlarını olumsuz değerlendirmektedirler. Güvenli bağlanma stilindeki bireyler ise eşlerinin davranışlarına yönelik geliştirdikleri olumlu atıflar sayesinde daha az çatışma yaşamaktadırlar
Sonuç
Bağlanma stillerinin ilişki uyumuna etkisi oldukça fazladır. Bağlanma stilini değiştirmek için, çocukluk döneminde temel bakım verenleri ile kurduğumuz ilişkileri yeniden değerlendirmek ve bu ilişkilerdeki kalıpları fark etmek gerekir. Ayrıca, sağlıklı bağlanma becerilerini geliştirmek için terapi veya danışmanlık almak faydalı olabilir.
İlişki uyumunu artırmak için şu öneriler yapılabilir:
Her iki partnerin de bağlanma stilini anlamak için çaba gösterin.
Birbirinize güvenin ve destek olun.
İletişiminizi açık ve net tutun.
Çatışmaları sağlıklı bir şekilde çözün.
İlişkinize zaman ayırın ve kaliteli vakit geçirin.
Bağlanma teorisi, ilişkileri anlamamıza ve daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza yardımcı olabilecek güçlü bir araçtır. Bu teoriyi kullanarak, ilişkilerimizdeki güçlü ve zayıf yönlerimizi daha iyi anlayabilir ve ilişkilerimizi geliştirmek için adımlar atabiliriz.
Bu yazı Aile Danışmanı Cem Karataş tarafından yazılmıştır. Tüm hakları saklıdır.
Buna benzer içeriklerden haberdar olmak için
Comments