"Bir insanla iletişim kurmak istiyorsanız, kendi bildiğiniz dili değil, onun anladığı dili konuşmalısınız" Nelson Mandela
Nelson Mandela, Güney Afrika'nın efsanevi liderlerinden biri olarak tanınır ve barışçıl mücadelesiyle dünya çapında saygı kazanmıştır. İnsan hakları için verdiği mücadele, ırk ayrımcılığına karşı duruşu ve uzlaşma ruhu, onu unutulmaz bir figür haline getirmiştir. Nelson Mandela'nın "Bir insanla iletişim kurmak istiyorsanız, kendi bildiğiniz dili değil, onun anladığı dili konuşmalısınız" şeklindeki bu güçlü sözü, iletişimin temel bir ilkesini vurgulamaktadır.
Bu söz, bireyler arasındaki iletişimin etkili olması için önemli bir kavramı ortaya koymaktadır: Empati. Empati, bir insanın karşısındaki kişinin düşüncelerini, hislerini ve bakış açısını anlamaya çalışmasıdır. İletişimde empati kurmak, karşımızdaki insanın dilini ve anlayışını anlamak için gereklidir. Kendi düşüncelerimizi, önyargılarımızı ve önceden kabul ettiğimiz fikirlerimizi bir kenara bırakarak, karşımızdakinin dünyasına adım atmamız gerekir.
İnsanlar farklı kültürlerden, yaşam deneyimlerinden ve değerlerden gelirler. Her birimizin benzersiz bir perspektifi vardır ve iletişim kurarken bu farklılıkları göz önünde bulundurmak önemlidir. Bu farklılıkları kabullenmek, anlamak ve karşımızdaki insanla ortak bir dil bulmak için çaba göstermek gerekir.
Etkili iletişim, doğru kelimeleri seçmekle sınırlı değildir. İletişim, sözcüklerin ötesine geçer. Beden dilini, tonlamayı, duyguları ve sessizliği anlama ve ifade etme becerisini içerir. Karşımızdaki insanın ihtiyaçlarını, duygularını ve düşüncelerini anlamak için onunla bağ kurmamız gerekir. Ancak bu şekilde, gerçek bir iletişim kurabiliriz.
İletişim, karşımızdaki insanı anlamak, saygı göstermek ve empati kurmakla başlar. Farklılıklarımızı bir zenginlik olarak kabul ederek, karşılıklı anlayış ve barışçıl bir ortam yaratabiliriz. İletişim kurabiliriz.
İletişimde empati kurmak, başkalarının düşüncelerini ve duygularını anlamaya çalışırken kendi önyargılarımızı da kenara bırakmamızı gerektirir. Sadece kendi bildiğimiz dili konuşmak yerine, karşımızdakinin anladığı dili konuşmak ve onun perspektifini anlamak, gerçek bir iletişim köprüsü kurmanın temelidir.
Bu söz aynı zamanda insanların farklılıkları kabul etme ve hoşgörü gösterme gerekliliğini de vurgular. İletişimde, her bireyin benzersiz olduğunu ve farklı bakış açılarına sahip olduğunu unutmamak önemlidir. Karşımızdaki insanla empati kurarak, onun değerlerine, inançlarına ve yaşam deneyimlerine saygı göstermek, iletişimde daha anlamlı ve derin bir bağ kurmamızı sağlar.
Bu söz aynı zamanda liderlik ve toplumsal değişim süreçlerinde de önemli bir rol oynar. Liderler, halklarıyla etkili bir iletişim kurabilmek için onların dilini ve anlayışını anlamalıdır. Sadece kendi fikirlerini dayatmak yerine, halkın ihtiyaçlarını, endişelerini ve umutlarını anlamaya çalışarak, onların desteğini kazanabilirler.
Nelson Mandela'nın bu güçlü sözü, insanlar arasındaki iletişimin temelini oluşturan empati ve anlayışın önemini vurgular. İletişim, karşılıklı anlaşılma ve ortak paydalar bulma sürecidir. Karşımızdaki insanın dünyasına adım atarak, onunla bir bağ kurmak ve ortak bir dil bulmak, daha sağlıklı ilişkiler, daha etkili işbirlikleri ve daha barışçıl bir dünya yaratmamıza yardımcı olur.
Sonuç olarak, Nelson Mandela'nın "Bir insanla iletişim kurmak istiyorsanız, kendi bildiğiniz dili değil, onun anladığı dili konuşmalısınız" sözü, iletişimin temelinde empati ve anlayışın yattığını hatırlatır. İletişimde sadece kelimeleri değil, duyguları, beden dilini ve sessizliği de kullanarak karşımızdakini anlamaya çalışmalıyız. Böylece daha anlamlı, derin ve güçlü bir iletişim kurabiliriz.
Bu yazı Cem Karataş tarafından yazılmıştır. Tüm hakları saklıdır.
Comments