Yaşadığın Hayat Senin mi?
- Cem KARATAŞ
- 19 Şub
- 3 dakikada okunur
Yaşadığın Hayat Senin mi?
Hayatını gerçekten sen mi seçtin, yoksa sana sunulanı mı yaşıyorsun? İçinde bulunduğun dünyada yaptığın tercihler, benimsediğin düşünceler, sahip olduğun inançlar gerçekten sana mı ait, yoksa çocuklukta farkında olmadan sana öğretilenleri mi tekrar ediyorsun?

Bu soruları hiç kendine sordun mu?
Kendi Hayatının Mimarisini Kim Çiziyor?
Hepimiz bir topluma, bir aileye, bir düzenin içine doğuyoruz. Daha çocukluk yıllarımızdan itibaren bizlere "doğrular" ve "yanlışlar" öğretiliyor. Ailemiz, okul, çevremiz, medya ve kültürel normlar bizi şekillendiriyor. Kim olduğumuzu, nasıl yaşamamız gerektiğini ve hangi yolların bizim için "doğru" olduğunu büyük ölçüde dışarıdan öğreniyoruz. Ancak bu öğretilerin kaçı gerçekten bizim için doğru?
Bir düşünelim:
Bize "iyi bir iş" nedir diye kim öğretti?
"Doğru bir ilişki" kavramını nereden aldık?
"Mutlu bir hayat" neleri içermeli, bunu biz mi belirledik?
Bir sabah uyanıp içinden geldiği gibi yaşamaya karar versen, bugün yaptıklarının kaç tanesi değişir?
Gerçekçi olalım. Hepimiz, toplumun kuralları içinde yaşamak zorundayız. Ancak bunun ne kadarını bilinçli seçiyoruz ve ne kadarını farkında bile olmadan kabul ediyoruz? Birçoğumuz, toplumun onayladığı bir yaşam sürmeye çalışıyor ve bireysel mutluluğumuzu ikinci plana atıyoruz. Oysa, gerçekten tatmin edici bir hayat yaşamak istiyorsak, önce bu dışsal kalıpların ötesine geçmemiz gerekir.
Doğrular Gerçekten Doğru mu?
"Bize öğretilen her şey doğru mudur?" sorusu rahatsız edici olabilir. Ancak tarihe baktığımızda, bir zamanlar yanlış olduğuna inandığımız çok şeyin zamanla doğru olarak kabul edildiğini görürüz. İnsanlar bir zamanlar Dünya'nın düz olduğuna inanıyordu, ancak bu bilgi sorgulandı ve bugün gülünç geliyor. Peki ya şu an doğru kabul ettiğimiz ama belki de sorgulamadığımız birçok şey de ileride gülünç hale gelecekse?
Düşünce kalıplarımızın büyük bir kısmı farkında olmadan içselleştirdiğimiz normlardan oluşuyor. Örneğin:
"İyi bir eğitim almazsan başarılı olamazsın."
"Evlenmek ve çocuk sahibi olmak, mutlu bir hayatın olmazsa olmazıdır."
"Belli bir yaşa gelince sorumluluklarını yerine getirmelisin."
Peki, bunlar ne kadar doğru? Bu inanışlar toplumun genel geçer kabulleri mi, yoksa senin içsel gerçeklerin mi? İnsanlık tarihine baktığımızda, birçok büyük değişim sorgulama ile başlamıştır. Bugün sahip olduğumuz özgürlüklerin çoğu, bir zamanlar kabul edilen normları sorgulayan bireyler sayesinde kazanıldı. Dolayısıyla, hayatının gerçekten sana ait olup olmadığını anlamak istiyorsan, önce sana dayatılan "doğruları" sorgulamalısın.
Kendi Hayatını İnşa Etmek
Hayatının iplerini eline almak istiyorsan, sorgulamaktan korkmamalısın. Kendine şu soruları sormalısın:
Gerçekten ne yapmak istiyorum?
Mutluluk benim için ne anlama geliyor?
İş, ilişkiler, yaşam tarzımı seçerken kendi isteklerimi mi dinledim, yoksa başkalarının beklentilerini mi karşılamaya çalıştım?
Başkalarının sana "nasıl yaşaman gerektiğini" anlatan sesleri susturduğunda, belki de ilk defa kendi gerçek sesini duyacaksın. İçinde bulunduğun sistemin ve toplumun dayattığı kimliklerden sıyrılarak, kendinle gerçek bir bağ kurduğunda, yaşadığın hayatın senin olup olmadığını daha iyi anlayacaksın. Bunu yapmak kolay değil, çünkü uzun yıllar boyunca öğrenilmiş ve içselleştirilmiş inançları sorgulamak rahatsız edici olabilir. Ancak bu rahatsızlık, gerçek özgürlüğe giden yolun ilk adımıdır.
Kendi Sesini Keşfetmek
Dış dünyanın seslerini bir kenara bıraktığında, iç sesinle tanışmaya başlarsın. Ancak iç sesini gerçekten duyabilmek için zaman ve çaba gerekir. Meditasyon, günlük tutma, doğayla baş başa kalma gibi yöntemler, kendi iç dünyana yolculuk yapmana yardımcı olabilir. Modern yaşamın gürültüsü içinde kaybolmuş olabilirsin, ancak kendini dinlemeyi öğrenmek, yaşamına dair en önemli keşiflerden biri olacaktır.
Ayrıca, hayatını şu ana kadar şekillendiren inançlarını sorgulamak için aşağıdaki adımları takip edebilirsin:
İnançlarını listele: "Başarılı olmak için çok çalışmalıyım", "İnsanlar beni yargılar", "Yanlış yaparsam başarısız olurum" gibi temel inançlarını yaz.
Bu inançları nereden öğrendiğini bul: Ailenden mi, okuldan mı, medyadan mı? Kim sana bu düşünceleri aşıladı?
Alternatif bakış açıları geliştir: "Başarı sadece çok çalışmakla mı ilgilidir?", "İnsanlar beni yargılasa ne olur?", "Başarısızlık kötü bir şey mi, yoksa bir öğrenme süreci mi?"
Kendi doğrularını inşa et: Seni gerçekten mutlu eden, içinden gelen ve seni sen yapan inançlar neler?
Sorgulamak Cesaret İster
Sorgulamak her zaman kolay değildir. İçinde bulunduğun sistem, seni belirli bir kalıba sokmak isteyecektir. Kendi yolunu çizmek, bazen yalnız hissetmene neden olabilir. Ancak, gerçekten özgür olmak istiyorsan, kendi hayatının mimarı olmayı göze almalısın.
Sokrates’in dediği gibi: "Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değer değildir."
Bugün yaşadığın hayat gerçekten senin mi? Yoksa toplumun, ailenin, eğitimin sana biçtiği bir role mi sıkıştın? Belki de bugüne kadar başkalarının doğrularıyla yaşamış olabilirsin. Ama unutma, değişim her zaman mümkün. Kendi yolunu çizmeye cesaret edersen, gerçekten "sen" olan bir hayat yaşamaya başlayabilirsin.
Şimdi kendine sor:
Gerçekten kendi hayatını mı yaşıyorsun? Yoksa sana öğretilen bir senaryoyu mu oynuyorsun?
Comments